Stj. Dr.Maviş Özge Özgan, Prof.DrAhmet Dobrucalı
Makattan kan gelmesi veya dışkıda kan görülmesi tıp dilinde rektal kanama olarak adlandırılır. Gelen kan parlak veya koyu kırmızı renkte olabilir. Kanama genellikle dışkılama veya gaz çıkarma sırasında dışkıya sürünmüş şekilde veya sadece kanama şeklinde görülür. Rektal kanama altında yatan neden genelikle çok ciddi olmamakla birlikte bir kalın barsak kanserinin belirtisi de olabilir. Bu nedenle rektal kanamanın nedeninin mutlaka araştırılması gerekir. Bazen mide, oniki parmak barsağı veya ice barsakların üst kısımlarından kaynaklanan kanamalar şiddetli olduğuklarında makattan kırmız renkte kanama şeklinde ortaya çıkabilir, ancak bu durumda halsizlik, terleme, göz kararması ve kan basıncı düşüklüğü gibi aşırı kan kaybı belirtileri de rektal kanamaya eşlik eder.
REKTAL KANAMA NEDENLERİ NELERDİR?
Rektal kanama farklı yaş guruplarında farklı sebeplerden kaynaklanır. Örneğin gençlerde hemoroid, anal fissür ve iltihabi barsak hastalıkları daha sık görülürken yaşlılarda kalın barsağın divertiküler hastalığı, barsaktaki damar yumakları (anjiodisplaziler) ve kalın barsak tümörleri (polip veya kolon kanseri) daha sık rastlanan kanama sebepleridir.
HEMOROİD:
Makat bölgesindeki hemoroidal damarlar olarak adlandırılan toplar damarların genişlemesi sonucunda oluşur. Halk arasında ‘basur’ veya ‘meme’ olarak bilinir ve rektal kanamaların en sık sebebidir. Hemoroidin ilk belirtisi genellikle dışkılama sırasında görülen taze kandır. Ayrıca makat bölgesinde dolgunluk, dışkılamayla başlayan ve sonrasında devam eden ağrı, kaşıntı, yanma, akıntı ve ıslaklık hissi diğer belirtileridir (Bkz. Anal fissür ve hemoroid).
Hemoroidin oluşma nedenlerinin başında kabızlık gelir. Ayrıca bağırsak enfeksiyonları, tahriş edici aşırı acılı gıda tüketimi, fazla alkol tüketimi, kabızlık nedeniyle tuvalette uzun süre oturmak, ıkınmak, hamilelik, kronik öksürük, şişmanlık ve kronik karaciğer hastalıkları hemoroidlerin oluşmasına neden olabilmektedir.
Hemoroidler iç ve dış hemoroidler olmak üzere iki guruba ayrılırlar. Hemoroidlerin çoğu iç hemoroid olup hastalığın şiddetine göre 4 evre halinde sınıflanır:
1.derece hemoroid: Hemoroid makatın iç kısmında hafif kabarıklık şeklinde ortaya çıkar ve yüzeyi tahriş olduğunda kanama eğilimindedir. Genellikle ara sıra kanama dışında ciddi bir şikayet yapmazlar. Hastanın görmesi veya parmakla hissetmesi mümkün değildir, ancak uzman doktor tarafından endoskopla bakılarak tespit edilebilir.
2.derece hemoroid: Hemoroid makatın iç kısmında 1-2 cm lik kabarık kırmızı bir alan şeklindedir. Normalde fark edilmez ancak ıkınma sırasında dışarı kadar çıkar ve hasta eliyle hissedebilir. Hasta kalktığı anda müdahaleye gerek duyulmadan bir müddet sonra kendiliğinden içeri çekilir. Yüzeyi hassaslaştığında kanama olur. Kanama özellikle tuvalette ıkınma esnasında fışkırma veya damlama tarzındadır. Başka bir problem eklenmedikçe kanama dışında ciddi bir problem oluşturmaz. Kanamalar uzun süreli olduğunda ve tekrarladığında zamanla kansızlığa yol açabilir.
3.derece hemoroid: Hemoroid makatın iç kısmında 1-2 santimetrelik kabarıklık şeklinde fark edilir ve ıkınmakla dışarı çıkar. Hasta elle yardım etmedikçe kendiliğinden içeri giremez ve dışarıda kalır. Kanama eğilimi vardır, ıkınmakla fışkırır tarzda kanayabilir, kanama dışında ağrı, kaşıntı, ıslaklık ve dolgunluk hissi en fazla rastlanan şikayetlerdir.
4. derece hemoroid: Tedavisi ertelenen hemoroid zamanla daha ileri aşamalara geçer. Dördüncü derecede artık makatın dışında hissedilen basur memeleri artık içeri girmez elle yardım edilip içeri sokulsa dahi hemen dışarı çıkar. Hasta otururken hemoroidler dışarıda olduğu için ağrı, genel olarak ıslaklık hali, yeterince temizlenememe ve sıklıkla kanama gibi şikayetler görülür.
Hemoroidal hastalık
ANAL FİSSÜR:
Makat mukozasında çatlak, yırtık oluşmasıdır. En önemli belirtisi dışkılama sırasında yırtılır gibi ağrı ve kanamadır. Anal fissür genelde kabızlık sorunu olan kişilerde görülür. Bir ay içindeki fissürler akut fissür, bir ayı geçen fissürler kronik fissür olarak adlandırılır. Akut fissürler genellikle ilaç tedavisi ile iyileşirken, kronik olanlara cerrahi tedavi gerekmektedir.
PERİANAL FİSTÜL:
İki organ veya iki doku yüzeyi arasında normalde var olmayan bir bağlantının (kanalın) oluşmasına fistül denir. Anal kanal ile deri arasında anormal bir bağlantı oluşmasına ise perianal fistül denir. En önemli semptomları sarı-beyaz renkli akıntı, kaşıntı ve daha nadir olarak ta kanamadır. Herhangi bir nedenden bağımsız olabileceği gibi Crohn hastalığı gibi kronik bir iltihabın veya anüs çevresindeki apselerin habercisi olabilir. Sıcak su oturma banyoları, antibiyotikler faydalı olabilmekle birlikte tedavisi genellikle cerrahidir.
İNFLAMATUAR BARSAK HASTALIKLARI:
İnflamatuar barsak hastalığı, sindirim kanalında görülen kronik seyirli iltihaptır. Barsak duvarında ülser, ödem, zedelenme ve kanamaya neden olur. İnflamatuar barsak hastalıklarının Crohn ve ülseratif kolit olmak üzere iki tipi bulunur (Bkz: İnflamatuar barsak kastalıkları). Ülseratif kolit kalın barsağın kronik iltihabi hastalığıdır. Ülseratif kolitin en önemli bulgusu kanlı ishaldir ancak bazan ishal olmadan da sadece kanama görülebilir. Acil dışkılama ihtiyacı, kronik ishal, çoğunlukla kramplar tarzında karın ağrısı ve kilo kaybı hastalığın diğer bulgularıdır. İlaç tedavisi ile düzelme sağlanır.
Crohn hastalığı ağızdan anüse kadar sindirim kanalının herhangi bir yerini tutabildiği için belirtiler hastalığın tuttuğu bölgeye göre değişir. Kalın barsak tutulumu olduğunda bağırsak duvarındaki yaralar ve ülserler nedeniyle bazen çok şiddetli olabilen rektal kanamaya neden olabilmektedir. İlaç tedavisi ile düzelme sağlanır.
KALIN BARSAĞIN DİVERTİKÜLER HASTALIĞI :
Divertiküller, bağırsak duvarının ince bir eldiven parmağı şeklinde barsak duvarı dışına doğru çıkıntı yapması, keseleşmesidir. Divertiküllere bağlı kanama özellikle yaşlılarda görülür. 50 yaşın üzerindeki kişilerin yarısında kalın barsaklarda divertiküller bulunur. Divertikül kanaması genellikle 70 yaş ve üzerinde görülür. Kanama ani başlar, şiddetlidir ve tipik olarak parlak kırmızı renktedir. Genellikle karın ağrısı yoktur. Kanama genellikle 24-48 saat içinde kendiliğinden durur. Bazı vakalarda kanama bir kaç gün sonra tekrarlayabilir. Aspirin ve antiromatizmal ilaç kullanalarda divertikül kanamasına daha sık rastlanır.
Kalın barsakta divertiküller
BARSAKLARI BESLEYEN DAMARLARDAKİ YETERSİZLİĞE BAĞLI KANAMALAR (İSKEMİK KOLİT):
Genellikle 50 yaş ve üzerinde rastlanır. Şeker hastalığı ve tıkayıcı damar hastalığı (koroner kalp hastalığı vb.) olanlarda daha sık görülür. Kanama genellikle aniden oluşan şidedetli karın ağrısından 24-48 saat sonra ortaya çıkar. Birlikte ishal bulunabilir. Endoskopi ile teşhis koyulur. Kendiliğinden düzelebileceği gibi cerrahi tedavi gerekebilir.
KALIN BARSAKTAKİ DAMAR YUMAKLARI ( ANJİODİSPLAZİLER):
Anjiodisplaziler barsak mukozasında bulunan yüzeyel küçük (3-10mmm) damar yumakları dır. İnce ve kalın barsakta bulunabilir. 60 yaş üzeri kişilerde daha sıktır. Yaşlı hastalarda şiddetli rektal kanamanın en sık görülen nedenidir. Damar yumakları toplar damar yapısında olduğundan kanama genellikle kendiliğinden durur. Kanama tekrarlayıcı karakterdedir ve kansızlığa yolaçabilir.
Kolonda anjiodisplazi (Damar yumağı)
KALIN BARSAK POLİPLERİ VE KANSERİ :
Kalın barsak kanseri (kolo-rektal kanser) en sık görülen 2. kanser türüdür. Erken teşhis ve tedavi yöntemleri uygulanabildiği takdirde kolo-rektal kanserler tedaviden en çok fayda gören kanser türüdür. Tarama testleri ile hastalık oluşmadan veya oluşmuş ise belirtileri daha ortaya çıkmadan saptanabilmekte ve gerekli tedavisi yapılarak tam şifa sağlanabilmektedir. Kolorektal kanserler kalın barsaktaki polip olarak adlandırılan küçük çıkıntılardan oluşurlar. Tarama testleriyle saptanan bu polipler henüz kanser gelişmeden çıkarılırsa ilerde oluşabilecek veya henüz çok küçük seviyede oluşmuş bir kanser barsaktan uzaklaştırılmış olacaktır. Kolorektal kanserler sinsi seyreder. Rektal kanama, gaitanın kanla bulaşık olması, tuvalete çıkma alışkanlığında değişiklik, gaitanın eskiye oranla incelmesi, kabızlık-ishal durumlarının ortaya çıkması, sık sık tuvalete çıkma isteği ve buna rağmen tam boşalamama hissi, karında gaz ağrıları, kansızlık, izah edilemeyen zayıflama ve ateş gibi yakınmalar olabilir. Ancak bu bulgular oluştuğunda hastalık genellikle ileri bir evrededir. Bu nedenle tarama testlerinin önemi büyüktür (Bkz. Kalın barsak kanserinden korunma).
Kolonda polipler
Kolon kanseri
RADYOTERAPİ SONRASINDA OLUŞAN REKTAL KANAMA:
Rektal kanamaların %5 ini oluşturur. Erkeklerde prostat, kadınlarda da iç genital organlara uygulanan radyoterapiden sonra 9-15 ay sonra görülürse de ortaya çıkışı 40 aya kadar uzayabilir. Radyoterapi sonrasında barsak mukozasında oluşan yeni kılcal damarların kanaması sonucunda ortaya çıkar. İshal ve karın ağrısı kanamaya eşlik edebilir. Endoskopi ile teşhis koyulur ve oluşan yeni damarlar yakılarak tedavi edilir.
Radyasyon koliti
REKTAL KANAMADA TEŞHİS VE TEDAVİ
Rektal kanaması olan hastaların büyük çoğunluğunda kanama kendiliğinden durabilmekle birlikte sebebin mutlaka ortaya çıkarılması gerekir. Bu hastarda ilk yapılması gereken uygulama kalın barsakların endoskopi ile incelenmesidir (Bkz. Endoskopi, kolonoskopi). Endoskopi, kalın barsağın 60-70 cm e kadar incelenmesi anlamına gelen rektosigmoidoskopi ile yapılabileceği gibi bazı vakalarda tüm kalın barsağın incelenmesi anlamına gelen kolonoskopi gerekebilir. Hangi yöntemin kullanılacağına doktorunuz karar verecektir. Endoskopi teşhise yardımcı olması yanında kanama yerinin bulunup kanamanın durdurulmasına olanak sağlar. Kanama yeri saptanamayan hastalarda kanayan damarın görüntülenmesi amacıyla mezenterik anjiografi (barsak damarlarını filminin çekilmesi) uygulanabilir. Bu işlem sırasında da kanamanın durdurulması mümkündür. Bazı hastaların hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekebilir. İltihabi barsak hastalıkları genellikle ilaç tedavisine iyi yanıt verir ve kanama durur. Endoskopik tedavi ve ilaç tedavisi ile durmayan kanamalarda cerrahi tedavi uygulanır.
KAYNAKLAR
1-Burling D, East JE, Taylor SA.Investigating rectal bleeding.BMJ 2007;335:1260-2.
2-Raphaeli T, Menon R.Current treatment of lower gastrointestinal hemorrhage.Clin Colon Rectal Surg. 2012;25:219-27
3-Lohsiriwat V.Hemorrhoids: from basic pathophysiology to clinical management.World J Gastroenterol. May;18(17):2009-17.
4-Rustagi T, Mashimo H.Endoscopic management of chronic radiation proctitis.World J Gastroenterol. 20117;17:4554-62.
5-Wilkins T, Baird C, Pearson AN, Schade RR.Diverticular bleeding.Am Fam Physician. 2009;80:977-83.